-
1 distinction
-
2 décorer
См. также в других словарях:
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
nişan almak — 1) bir hedefi vurmak için ateşli silahlara gerekli doğrultuyu vermek, gezlemek Tabancasını kılıfından çıkarmış ve nişan almak üzereydi. A. Gündüz 2) kendisine nişan verilmek Doktor, Türk ordusunda çalıştığını, üniformamızı taşıdığını, nişan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara vermek — yeniden başlamak için bir işi bir süre bırakmak, durmak Sabahtan beri ara vermeden yağan sessiz, ince nisan yağmuru. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
nişanlamak — i, le 1) Bir çiftin evlenme işinin kararlaştığına belirti olarak parmaklarına yüzük takmak, yavuklamak Ali Ağanın kızını yarı yalvarma, yarı yıldırma ile bana nişanlayıvermişlerdi. S. F. Abasıyanık 2) Bir hedefi vurmak için silah, taş vb.ne belli … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezlemek — i 1) Bir yeri ölçmek 2) Bir hedefi vurmak için silaha gerekli doğrultuyu vermek, nişan almak 3) Okun gezini kirişe yerleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MESULE — (C: Mesulât) Azap vermek, eziyet etmek. * Hayvanı oka nişan edip atmak yahut diri iken bir tarafını kesmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük